Saatin öyküsü 2. Dünya Savaşı dönemine dayanmaktadır.
Takvim yaprakları 29 Mayıs 1943'ü gösterirken Amerikan 8. Hava Kuvvetleri personeli genç teğmen Woehrle bir B-17 bombardıman uçağı ile görev uçuşu sırasında uçağının hasar almasıyla paraşüt ile atlayarak denize iniş yapar ve kısa süre sonra Almanlar tarafından yakalanarak Stalag Luft III esir kampına götürülür.
Zorlu şartlar altında hayatta kalmaya çalışan Woehrle'nin dikkatini yerde gördüğü bir dergi sayfası çeker ve Patek Philippe yazısını görür.
Patek Philippe'e bir mektup yazmaya karar verir ve Amerikan bir savaş esiri olduğunu,kendisine bir saat gönderip gönderemeyeceklerini sorar. Herhangi bir ödeme yapamayacağını serbest kalır kalmaz ise borcunu ödeyeceğini belirtir.
Aylar sonra Cenevre'den bir paket gelmiştir. Paketi açtığına siyah kayışlı bir Patek kendisini karşılamıştır.Haber tüm kampa yayılmış ve herkes saati görmek için sıraya girmiştir. O zamanlar için sıradan sayılan bir saatin bile esir kampına gelmiş olması herkesi mutlu etmiştir.
29 Nisan 1945 'den Woehrle kamptan kurtulmuştur.
Onlarca yıl sonra Woehrle'nin evi soyularak Patek'i çalınmıştır.
Konuyla yakından ilginen Patek Philippe Amerika sorumlusu Larry Pettinelli Woehrle'ye aynı yılda üretilmiş saatin altınını hediye etmiştir.
Hikayede bahsi geçen Patek Philippe satışa sunulan modeldir. Dünyadaki bilinen en temiz kalmış, koleksiyonluk örneğidir.
Son derece nadir bir parçadır.
Kaynak;
https://www.gearpatrol.com/watches/a516676/wwii-vet-and-his-patek-philippe-from-1944/
